Naci Bey'in Yarattığı Efsane Şükran Kuruyemiş
Yeni yıl hazırlıklarının hızlandığı bu dönemde eğlencenin
vazgeçilmez tatlarından biridir kuruyemiş. Ve kuruyemiş değince akla ilk
olarak, 28 yıldır kalitesi ve tazeliğinden asla ödün vermeyen,
cumhurbaşkanlığından bakanlara, ünlü bar ve restoranlara, sanat ve spor
camiasına; Sadece Ankara değil pek çok şehir ve ülkedeki müdavimlerine, kargo
ile de hizmet veren Şükran Kuruyemiş geliyor.
Geçtiğimiz Haziran ayında Şükran Kuruyemişin sahibi Naci
beyin vefatı, kuruyemiş camiası ve pek çok müdavimini üzmüştü. Bizde bayrağı
babalarından devralan Naci Beyin çocukları Duygu ve Berk ile sohbet ettik. Daha
önce pek çok köşe yazısına konu olan Naci Bey’in kuruyemiş serüvenini, birde
onların gözüyle aktardık.
Şükran isminin sizde özel bir yeri var. Neden Şükran?
Duygu: Şükran Kuruyemiş adının duygusal anlamı var. Babam,
28 yıl önce Gençlik caddesinde devren kuruyemiş dükkanı görür. 1 Milyon Tl
istenmektedir. Ancak alamaz parası yoktur. Dükkanın önünde dururken, elinde
büyüdüğü mahalle komşuları Şükran Teyze de oradan geçmektedir. Babamı elinden
tutar bankaya götürür ve parayı verir. Şükran Kuruyemiş böylece doğmuştur.
Babam kısa sürede Şükran Teyzeye parayı geri öder.
Berk: “hep derdi ki” o gün bana destek olmasaydı şimdi
burası olmayacaktı.’ O nedenle dükkânımızın adı ‘Şükran’dır.
Ürünleriniz günlük ve taze olarak tüketiciyle buluşuyor bu konudaki başarınızı neye borçlusunuz?
Duygu: Asıl hikâye ondan sonra başlıyor. Babam bu işin, en
iyisini yapabilmek adına Türkiye’nin neredeyse her yerini köy köy gezerdi.
Nerede ne var, yollardaki çeşmelere kadar bilirdi. Çok şaşırırdım. O zamanlar
tek amacım oyun oynamaktı. Babam ise iyi bir ürün bulduğunda ona değerli bir
mücevher gözüyle bakardı. Zamanla bende aynı heyecanı duymaya başladım.
Berk: Ben o köy köy gezme işine evin küçüğü olarak sonradan
dahil oldum. Onunla birlikte toptancı arkadaşlarına ziyarete gittiğimizde,
insanlar babamı göstererek ‘bu adam tam bir deli 3 çuval badem için ta Datça’ya
gidiyor ’derlerdi. Tabii en iyi ürünü bulmakla da yetinmezdi. Bunu en taze
şekilde satmak konusunda da oldukça hassastı.
Duygu: Evet bizim dükkânda kuruyemiş kavurması evinizde
günlük pişen yemek gibidir. Babam İyi kuruyemiş kavurmak, ateş verme sanatıdır
derdi. Bizim Ürünlerimiz her sabah özenle kavrulur. İkinci gün aynı yemişlerden
yiyemezsiniz.
Berk: Babam hep çocuklarıma ne yediriyorsam müşterilerime de
aynı hassasiyeti gösteririm derdi. Bu işin ne kadar hassas olduğunu kavurmayı
yapmaya çalıştığım ilk gün anlamıştım.
Şükran Kuruyemişi benzerlerinden ayıran özellikler nelerdir?
Berk: Biz en iyi ürünü bulup günlük olarak kavururuz. Bu
camiada babam için bu işi Türkiye’de en iyi bilen kişidir derler. Aslında ürün
kalitelerini öğretirken bizde öyle düşünürdük.
Duygu:. Malına çok güvenirdi. Bu nedenle bizim dükkânımızda sadece
kuruyemiş satılır. Su, sakız, tekel ürünleri ya da çikolata yoktur. Bizde
logomuza babamızın resmini ekledik. Çünkü onun kuruyemiş sektöründe büyük emeği
var.
Kuruyemişin bizim kültürümüzde önemli bir yeri var.
Biliyoruz ki sağlık açısından da önemli bir yiyecek türü bu konu hakkında neler
söylemek istersiniz
Yeni yıl hazırlıklarının hızlandığı bu dönemde eğlencenin
vazgeçilmez tatlarından biridir kuruyemiş. Ve kuruyemiş değince akla ilk
olarak, 28 yıldır kalitesi ve tazeliğinden asla ödün vermeyen, cumhurbaşkanlığından
bakanlara, ünlü bar ve restoranlara, sanat ve spor camiasına; Sadece Ankara
değil pek çok şehir ve ülkedeki müdavimlerine, kargo ile de hizmet veren Şükran
Kuruyemiş geliyor.
Geçtiğimiz Haziran ayında Şükran Kuruyemişin sahibi Naci beyin
vefatı, kuruyemiş camiası ve pek çok müdavimini üzmüştü. Bizde bayrağı
babalarından devralan Naci Beyin çocukları Duygu ve Berk ile sohbet ettik. Daha
önce pek çok köşe yazısına konu olan Naci Bey’in kuruyemiş serüvenini, birde
onların gözüyle aktardık.
Şükran isminin sizde özel bir yeri var. Neden Şükran?
Duygu: Şükran Kuruyemiş adının duygusal anlamı var. Babam,
28 yıl önce Gençlik caddesinde devren kuruyemiş dükkanı görür. 1 Milyon Tl
istenmektedir. Ancak alamaz parası yoktur. Dükkanın önünde dururken, elinde
büyüdüğü mahalle komşuları Şükran Teyze de oradan geçmektedir. Babamı elinden
tutar bankaya götürür ve parayı verir. Şükran Kuruyemiş böylece doğmuştur.
Babam kısa sürede Şükran Teyzeye parayı geri öder.
Berk: “hep derdi ki” o gün bana destek olmasaydı şimdi
burası olmayacaktı.’ O nedenle dükkânımızın adı ‘Şükran’dır.
Ürünleriniz günlük ve taze olarak tüketiciyle buluşuyor bu
konudaki başarınızı neye borçlusunuz?
Duygu: Asıl hikâye ondan sonra başlıyor. Babam bu işin, en
iyisini yapabilmek adına Türkiye’nin neredeyse her yerini köy köy gezerdi.
Nerede ne var, yollardaki çeşmelere kadar bilirdi. Çok şaşırırdım. O zamanlar
tek amacım oyun oynamaktı. Babam ise iyi bir ürün bulduğunda ona değerli bir
mücevher gözüyle bakardı. Zamanla bende aynı heyecanı duymaya başladım.
Berk: Ben o köy köy gezme işine evin küçüğü olarak sonradan
dahil oldum. Onunla birlikte toptancı arkadaşlarına ziyarete gittiğimizde,
insanlar babamı göstererek ‘bu adam tam bir deli 3 çuval badem için ta Datça’ya
gidiyor ’derlerdi. Tabii en iyi ürünü bulmakla da yetinmezdi. Bunu en taze
şekilde satmak konusunda da oldukça hassastı.
Duygu: Evet bizim dükkânda kuruyemiş kavurması evinizde
günlük pişen yemek gibidir. Babam İyi kuruyemiş kavurmak, ateş verme sanatıdır
derdi. Bizim Ürünlerimiz her sabah özenle kavrulur. İkinci gün aynı yemişlerden
yiyemezsiniz.
Berk: Babam hep çocuklarıma ne yediriyorsam müşterilerime de
aynı hassasiyeti gösteririm derdi. Bu işin ne kadar hassas olduğunu kavurmayı
yapmaya çalıştığım ilk gün anlamıştım.
Şükran Kuruyemişi benzerlerinden ayıran özellikler nelerdir?
Berk: Biz en iyi ürünü bulup günlük olarak kavururuz. Bu
camiada babam için bu işi Türkiye’de en iyi bilen kişidir derler. Aslında ürün
kalitelerini öğretirken bizde öyle düşünürdük.
Duygu:. Malına çok güvenirdi. Bu nedenle bizim dükkânımızda
sadece kuruyemiş satılır. Su, sakız, tekel ürünleri ya da çikolata yoktur.
Bizde logomuza babamızın resmini ekledik. Çünkü onun kuruyemiş sektöründe büyük
emeği var.
Kuruyemişin bizim kültürümüzde önemli bir yeri var.
Biliyoruz ki sağlık açısından da önemli bir yiyecek türü bu konu hakkında neler
söylemek istersiniz
Berk: Öncelikle afla toksin ve buna benzer tehlikeli
maddeler kuruyemişte bulunabiliyor. Özelliklede ucuz, ithal ürünlerde. Bu
nedenle sadece güvenilir yerlerden kuruyemiş yemek lazım. Biz bu konuda çok
hassasız. Ve asla katkı maddesi kullanmayız. Tek katkı maddemiz kaliteli tuz ve
undur.